Üzüm üreticilerinin sorunları için Meclis’te komisyon kuruldu

ÜZÜM ÜRETİCİLERİNİN SORUNLARI İÇİN MECLİS’TE KOMİSYON KURULDU

TBMM genel Kurulu’nda 4 partinin uzlaşısıyla üzüm üreticilerinin sorunlarının araştırılmasına ilişkin Komisyon Kuruldu.

Yıllardır muhalefet partileri üzüm üreticilerinin sorunlarının araştırılması için önerge veriyorlardı. En son 12 Eylül’de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba Manisa’da üzüm fiyatı açıklamış, üreticiler ve muhalefet açıklanan fiyata ciddi tepkiler vermişti. Bunun üzerine CHP Lideri Kılıçdaroğlu’da 28 Eylül’de Alaşehir’de üzüm üreticileri ile buluşmuş ve bağcının sorunlarını gündeme getirmişti.

Muhalefet partileri ve Manisa Milletvekillerinin de baskıları sonuç verdi ve TBMM Genel Kurulunda sorunların araştırılması için bir Komisyon kuruldu. Manisa Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve Manisa Milletvekili MHP Grup Başkanvekili’nin yoğun çabaları sonucu gündeme gelen Komisyon önergesine diğer partiler de destek verdi. 

Genel Kuruldaki görüşmelerde MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay  üzüm üreticilerinin sorunlarına değinerek şunları söyledi:

“2017 yılı Ağustos ayında 5 lira 40 kuruş olan kuru üzüm, 2017 yılı Eylül başlarında 3 lira 20 kuruşa düşmüştür. Bugün itibarıyla 9 numara kuru üzüm, ticaret borsasında 4 lira 20 kuruş iken piyasada 3 lira 95 kuruştur. Kilogram maliyeti 3 lira 75 kuruş olan kuru üzümün taban fiyatı 4 lira olarak açıklanmıştır. Bu fiyat ne yazık ki üzüm üreticisini memnun etmemiştir. Belirlenen fiyat üzerinden üzüm alımının yapılması belki uzun vadede fiyatları artırabilir ancak çiftçilerimizin bu kadar bekleyecek hâlleri yoktur. Fiyat istikrarsızlığı yüzünden üzüm üreticileri zor durumdadır. Üzüm üreticisinin, alın terinin karşılığını alabilmesi için bu yıl kuru üzüm için beklenen fiyatın en az 5 lira olduğunu belirtmek istiyorum. Geçici ve yetersiz çözümlerle uğraşmak yerine çiftçimizin beklentisini karşılayacak bir fiyatın acilen oluşturulması, köklü ve sistemik bir çözümün getirilmesi gerekiyor.”

ÖZEL: ÇİFTÇİNİN, KÖYLÜNÜN DÖRT GÖZLE BEKLEDİĞİ BİR KOMİSYON BU

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Bugün burada, Mecliste çok sık yaşamadığımız ama aslında vatandaşın, çiftçinin, işçinin, emeklinin, köylünün istediği, beklediği, desteklediği bir şeyi yapacağız. Yaptığımız iş, uzlaşma kültürüyle 4 partinin bir araya gelerek bir sorunu araştırmak ve çözüm önerileri üretmek üzere bir araştırma komisyonu kurmasıdır. Öncelikle, burada bu uzlaşıya katkı sağlayan tüm partilerdeki milletvekillerine, grup başkan vekillerine, özellikle Manisa milletvekillerine teşekkür ediyorum. Ayrıca, bu konuda, biz, Manisa’da bir üzüm mitingi yaptıktan sonra verdiğimiz araştırma önergesinin gündeme alınmasını talep ettiğimizde, Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili Erkan Akçay daha önceden kendisinin de benzer araştırma önergesinin olduğunu söylemiş, bu talebimizi Manisa milletvekilleri aracılığıyla ve grup başkan vekilleri aracılığıyla iktidar partisine de iletmiştik. Geçtiğimiz hafta buna olumlu yanıt alındı. Ben seçim bölgemdeydim, görüşmelerin bugüne bırakılması için Sayın Grup Başkan Vekilimiz Erkan Akçay katkı sağladılar, kendisine de bu konuda ayrıca teşekkürü bir borç bilirim. “

ÖZEL: “MANİSA TARIMIN BAŞKENTİYDİ”

“Bugün burada Manisa’yla ilgili ama Manisa’yla sınırlı olmayan, Manisa’da en yoğun olarak yaşanan bir sorunu konuşuyoruz ve bunun Meclis eliyle araştırılmasını ve çözüme kavuşturulmasını talep ediyoruz. Manisa, eskiden tarımın başkentiydi ama şu anda maalesef acının ve çilenin başkenti hâline geldi. Manisa, Türkiye’deki, belki dünyadaki en kaliteli tütün türlerinden birini üreten, geçimini bundan sağlayan bir ilken, Akhisar’ın tütünü, Kırkağaç’ın, Soma’nın tütünü varken hatalı tarım politikaları yüzünden önce tütünü kaybetti. Biz tütünü kaybettik; tütünden evini geçindirenler, çoluğunu çocuğunu geçindirebilmek için tarladan koptular, gittiler, Soma’da, hem de devletin işletmesi gereken madenlerde redevans sistemiyle, hizmet alım sistemiyle çalışmaya başladılar. Soma maden faciası yaşandığında taşeron işçiliğin yasak olduğu madende dayıbaşılar olduğunu öğrendik. Dayıbaşı maden terminolojisi değildi. Hatta bir ulusal kanalda o gece yorum yapan bir maden mühendisi “Ben bu kadar yıllık maden mühendisiyim, dayıbaşılık nedir bilmem.” diye şaşkınlığını gösteriyordu. Oysa dayıbaşı, tütün tarlalarında, pamuk tarlalarında, orada çalışan emekçilerin başındakilere, onları işveren için, toprak sahibi için temin edenlere verilen addı ama Manisa’nın tütüncü evlatları madene mahkûm olurken, madene inerken, başlarındaki taşeronu da bilmediklerinden ona dayıbaşı diyerek oraya girmişlerdi. Yani tütünün işsiz, tütünün aç bıraktığı tütüncünün evlatlarını, biz madenlerin güvencesiz işçileri hâline getirmiştik. Akhisar’da, Kırkağaç’da, Soma’da durum böyleyken Manisa’nın Çukurova’yla lif uzunluğunda yarışan, dünyanın en kaliteli pamuğunu üreten, beyaz altınını üreten, Manisa Ovası’nın, Akhisar Ovası’nın, Gölmarmara’nın çiftçileri de buradaki hatalı politikalar yüzünden en önemli, en stratejik ürünlerden bir tanesini kaybediyor ve onlar da başka ürünlere yönelmek, daha az girdi getiren, daha az stratejik olan, emek yoğun ama geliri çok daha düşük olan ürünlere yönelmek ve bir dönüm toprağın baktığı insan sayısı gitgide azalırken aileler parçalanmak, Manisa’nın merkezlerine, sanayinin yoğun olduğu yerlere göç etmek, asgari ücrete mahkûm kalmak durumunda kalıyorlardı.”

TARIM BAKANININ ÜZÜM FİYATI AÇIKLAMASI  YÜREK YAKTI

“Son on beş yılda, son yirmi yılda Manisa’da pamukçu, tütüncü yok olurken yoksulluğa, açlığa, sefalete, artık metropollerde asgari ücrete, hatta işsizliğe mahkûm kalırken insanlar son tutunacak dal olarak topraklarına üzüm bağlarını diktiler, üzüm bağlarını yetiştirdiler ve üzüme tutundular, bir kısmı. Bugün geldiğimiz noktada, artık öyle bir hâldeyiz ki… Sayın Bakan Manisa’ya geldi. Biz, Sayın Bakanın siyasi geçmişini, bazı duruşlarını, sahip çıkışlarını, sözünü beğenen, takdir eden, siyasetüstü olarak da kendisiyle her düzeyde bir gönül bağı olan insanlar olarak Tarım Bakanı Sayın Fakıbaba olunca gerçekten umutlandık. Manisa’ya gelmesini, üzüm üreticisinin sorunlarını dinlemesini de takdirle karşıladık ama Manisa’ya gelip o gün piyasada üzüm 3,5 liradan işlem görürken “Üzüm 4 liranın altına asla düşmeyecek.” deyip hem 6 liralık fiyat beklentisini yerle bir edip hem de 3,5 liraya üzüm satılırken bir Bakan olarak “4 liradan aşağıya işlem görmeyecek.” diyerek Manisalı üzüm üreticisine “İyi ki geldin.” demişken, “Yahu Sayın Bakan, böyle yapacaksan keşke hiç gelmeseydin.” dedirtti Sayın Bakan. Bunu da burada not etmek lazım. Gelişi kıymetlidir. 6 liralık fiyat beklentisini 4,5 liraya üst sınır koyması ve o gün 3 liradan 4 liraya üst sınır koyması; 3 liradan, 3,5 liradan üzüm işlem görürken çiftçinin gözünün içine baka baka bunu söylemesi de hoş olmamıştır, yürek yakmıştır, gönül kırmıştır.”

ANLATMAKTAN USANDIK AMA İKTİDAR PARTİSİ HEP DUYARSIZ KALDI

“Hepimiz söze gelince üzüm üreticisinin yanındayız, çiftçinin yanındayız, hayvancının yanındayız ama gözlerimizin içine baka baka yabancılarla anlaşmalar yapılıyor. Altı yıldır bu kürsüdeyim ben, altı yıldır ben, dolu olunca, kırağı vurunca, doğal afetler gerçekleşince, üzüm fiyatları düşünce buraya çıkıp sorunları anlatıyorum, ben anlatmaya usanmadım ve tüm milletvekilimiz bu konuda gayret gösterdiler ama iktidar partisi bugüne kadar hep bu meseleye duyarsız kaldı”

MAZOT MARİNADAKİNE 1,5 LİRA ÇİFTÇİYE 5 LİRA

“Buradan şunun altını çizelim: Üzüm 1,5 lirayken mazot 3 liraydı, üzüm 6 lirayken mazot 3 liraydı ve 1 kilo üzüm satarak 2 litre mazot alabiliyorduk. Bugün mazot 5 lira sınırına dayandı, bırakın 2 litre mazotu 1 kilo üzüm satıp 1 litre mazot almanın mümkün olmadığı bir döneme getirdiniz Türkiye’yi. Ve Manisa’da söyleyince “Hem hâllerine ağlıyorlar hem hâllerine gülüyorlar, sonra da alkışlıyorlar…” Diyorum ki: “Ey Manisalı çiftçiler! Bu mazot var ya bu mazot marinada 1,5 lira, Manisa’da 4,5 lira.” Bugün marinadaki özel yata, tekneye 1,5 liraya mazotu veren sizsiniz ama bizim Manisa’daki üzüm üreticisine, çiftçimize mazotu 5 liraya vermeyi de bugün siz nasıl içinize sindiriyorsunuz, bu sözler nasıl tutulmuyor? Şimdi, aralar yeni yeni düzeliyor, Bülent Arınç’ın Manisa Cumhuriyet Meydanı’ndaki yeşil mazot sözleri ne oldu? Çiftçiye özel, renklendirilmiş, yarı fiyatına, üçte 1 fiyatına mazot sözleri ne oldu? Bunların da hepsinin altını çizmek istiyoruz.

Son olarak, Komisyon kurulacak, bu konuda en yetkin milletvekillerimizi o Komisyonda görevlendireceğiz, çözüm önerileri üretilecek, buna tüm siyasi partilerin hem değerli Manisa milletvekilleri hem konunun uzmanı, tarımla ilgili milletvekilleri, belki diğer illerdeki milletvekilleri katkı sağlayacaklar. Ama sakın şöyle olmasın: Soma Raporu dört dörtlük, hep beraber yaptık bunu, Sayın Erkan Akçay’la beraberdik. Soma Raporu’ndan sonra İş Güvenliği Kanunu çıktı, sayfası açılıp bakılmamış. Maden Kanunu çıktı, madende değişiklik oldu, bir tane önerimizi alıp da içine koymadılar  ve bugün yaşanan her maden faciası o ortak akla Hükûmetin bir kıymetiharbiye vermemesinden kaynaklanıyor. Bu rapor raflarda kalacaksa, tozlanacaksa, görüşülmeyecekse, yine Hükûmet bildiğini yapacaksa hiç birbirimizi kandırmayalım. Ama biz bu Komisyonu Manisa’mızda ağırlamaktan, bağrımıza basmaktan, en yapıcı önerileri sunmaktan ve çözüm önerileri getirmekten geri durmayacağız. Önerilerin de sonuna kadar takipçisi olacağız. Bu konuda “evet” oyu verecek tüm milletvekillerine şimdiden teşekkür ediyoruz Manisa adına.”