Gösteriliyor: 1 - 2 of 2 Sonuçlar

Çocuklarımız İçin Daha Adil Daha Özgür Bir Dünya İstiyoruz

CHP’Lİ ÖZEL: “ÇOCUKLARIMIZ İÇİN DAHA ADİL, DAHA ÖZGÜR BİR DÜNYA İSTİYORUZ”

“Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. Ancak, gerek ülkemizde gerekse dünyada milyonlarca çocuk birçok haktan mahrum bir şekilde ve çocukluklarını dahi yaşayamadan büyüyor.

Bugün, dünyada, işkence ve kötü muameleyle karşı karşıya kalan, savaşlar ve silahlı çatışmalarda ölen, tecavüz ve işkenceye maruz kalan, asker olarak kullanılan, mülteci olan, açlık ve yoksulluk içinde milyonlarca çocuk var.

Aynı zamanda milyonlarca çocuk yoksulluk yüzünden istismara uğruyor, sokaklarda yaşamak zorunda kalıyor.

Ülkemizde ise 25 binden fazla çocuğumuz sokaklarda çalışıyor, okula gitmeleri gereken yaşta eve ekmek götürmek için uğraşıyorlar.

Son 10 yılda, ülkemizde çocuklara yönelik şiddet kat be kat artmış durumda.

Her 4 çocuktan 1’inin yoksul olduğu yani çalışmak zorunda kaldığı ülkemizde, çocuklarımız eğitim sisteminin içinde sıkışmış, gelecekleri yapboz tahtasına döndürülmüş durumda.

Eğitim kalitesi her geçen gün daha da kötüye gidiyor ve çocuklarımız temel bilgileri dahi almadan okullardan mezun edilerek, işgücüne dahil edilmek isteniyor.

Böylesi bir günde bir kez daha, çocuklarımıza daha refah ve sağlıklı bir gelecek sunmak, onların temel hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlamak, hayallerini gerçekleştirebilecekleri yarınlar için tüm tedbirleri almak zorunda olduğumuzun altını çiziyorum.

Bizler, çocuklarımızın savaşların gölgesinde, açlık ve yoksulluğun pençesinde değil, umutla, güvenle, mutlulukla büyüdükleri yarınlar için canla başla çalışmaya devam ediyoruz. Biliyoruz ki onlara daha müreffeh ve aydınlık bir gelecek sunmak hepimizin görevi. Biz çocuklarımız adına çok şey istemiyoruz. Biz sadece onların hak ettiği yarınları, onları yetiştirmek istediğimiz iklimi onlara sunmak için çalışıyoruz.

Zenginliğin bir yere yığıldığı bir dünya değil, herkesin nimetlerden eşit olarak yararlandığı daha adil, daha eşit bir dünya istiyoruz.

Çocuklarımızın sağlığını olumsuz etkileyen GDO’lu gıdalar değil, doğal ortamlarında yetiştirilmiş sağlıklı gıdalar istiyoruz.

Çocuklarımızı zehirli havada gezdirmek, onlara kirletilmiş su içirmek istemiyoruz. Gökdelenlerde, alışveriş merkezlerinde değil; çocuklarımızı güven içinde, ağaçların arasında, parklarda kuş sesleriyle, uçurtmalar altında büyütmek istiyoruz.

Çocuklarımız için, özgür eğitim istiyoruz. Dayatmalara bağlı değil, soran sorgulatan bir eğitim sistemi istiyoruz. Savaşın değil, barışın savunucuları olan nesiller yetiştirmeyi umut ediyoruz. 

Dünya Çocuk Hakları Günü’nde; çocuk yoksulluğunun olmadığı, çocuklar üzerinden politikanın yapılmadığı, onların o ‘gülen dünya’larının hiçbir çıkar uğruna karartılmadığı, çocuklarımızın tüm haklarına kavuştuğu barış dolu, umut dolu bir dünya ve bütün çocukların hayallerinin gerçek olduğu yarınlar diliyorum.

Özgür ÖZEL

MANİSA MİLLETVEKİLİ

Çocuk İşçiliği Araştırma Önergesi

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Türkiye’nin onayladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1. maddesi, 18 yaşından küçük herkesi “çocuk” olarak tanımlamakta iken Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 15-24 yaş grubunu genç işçi olarak kabul etmektedir. Ülkemiz de 4857 sayılı İş Kanununda Uluslararası Çalışma Örgütü’nün yaptığı bu tanımı kabul ederek 15 yaşına kadar olanları çocuk işçi, 15-18 yaş arasında olanları genç işçi olarak kabul etmiştir.

Ancak, kuralsızlığın ve esnek çalışma yaşamanın adeta kural haline geldiği bir ortamda çocuk işçiliği yaşı giderek düşmekte, 4+4+4 eğitim sistemi ile birlikte bugün çocuk işçiliği yaşı 13’e kadar inebilmektedir. Sorun yapısal olduğu gibi, aynı zamanda bir anlayış sorunudur. Gerek, yeni eğitim sistemi ile yerleştirilmek istenen “mesleki beceri” anlayışı gerek istihdam politikaları, gerekse sosyo-ekonomik koşullar ve mevzuattaki boşluk/yetersizlik bugün çocuk ve insan haklarına yönelik ihlallerin başlıca sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Çocukların ücretsiz işçi ya da ucuz işgücü olarak sömürülmesi anlamına gelen çocuk işçiliği çocukların eğitim hakkının gasp edilmesine, sağlıklı çevre ve temel özgürlüklerinden mahrum kalmasına, fiziksel, sosyal, kültürel, duygusal ve eğitsel gelişimine zarar veren koşullarda çalıştırılmasına neden olmaktadır.

Bugün gerek dünyada gerekse ülkemizde en çok sömürülen kesimi oluşturan yine çocuklardır. Bu anlamda dünya genelinde çocuk istismarının ortadan kaldırılması için adımlar atılmış ve ILO tarafından 138 Sayılı “Asgari Yaş Sözleşmesi” ve 182 Sayılı “Çocuk İşçiliğin En Kötü Biçimlerinin Bitirilmesine Yönelik” sözleşmeler hayata geçirilmiş, aynı zamanda  1992 yılında Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı (IPEC) başlatılmıştır. Ülkemiz de bu uluslararası mücadele programlarının bir parçası olmuştur. Ancak tüm bu sözleşmelere ve uluslararası mücadele programlarına rağmen, yıllarca bu anlamda kalıcı bir iyileşme sağlanamamıştır. Çünkü sorun yapısaldır ve kalıcı adımlar atılmadığı sürece de çocuklarımızın emekleri sömürülmeye devam edecektir. Yoksulluğun, eğitim ve istihdam politikalarının çocuk emeğinin sömürülmesine ve çocuk işçiliğin artmasına yol açan başlıca unsurlar olduğu düşünüldüğünde, ülkemizin çocuk işçiliğine yönelik politikalarının yeniden gözden geçirmesi gerektiği açıktır ve çocuk emeğinin sömürüldüğü bu yapı ivedilikle ele alınmadığı sürece de hiçbir kalıcı iyileşme sağlanamayacaktır.

Çocuk işçiliğin boyutlarını ve sonuçlarını gösteren en önemli göstergelerden biri, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuklardır. 2013 yılında yaşamını yitiren 1235 işçinin 59’u çocuk işçidir (18’i 14 yaş ve altı, 41’i 15-17 yaş arası) ve bu rakam tüm ölümlerin % 4,7’sine tekabül etmektedir.

Bu nedenle, çocuk işçiliğinin geldiği boyutların araştırılması, çocuk işçiliğinin sonlanması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi ve çocuk işçiliğinin sebep ve sonuçlarının tespit edilmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.

Özgür Özel

Manisa Milletvekili